Türkiye'nin Dev Gıda Şirketleri Tehlikede! 200 Binden Fazla Kişiyi Etkileyen Kriz Büyüyor
Türkiye'nin devleri iflas riskiyle karşı karşıya mı? 200 binden fazla çalışanın hayatını sürdüğü otomotiv sektöründe uzman görüşleri dikkat çekiyor.

Son yıllarda Türkiye’de elektrikli araçlara (EA) dair büyük bir ilgi bulunmaktadır. Çevre dostu, teknolojik ve yakın gelecekte daha uygun fiyatlı olacağına dair umutlarla, herkesin geleceğin elektrikli araçlar üzerinde şekilleneceği düşüncesi ağırlık kazanıyor. Ancak, Türkiye’de Renault'nun eski CEO’su ve otomotiv sektörünün deneyimli ismi Hakan Doğu, bu olumlu görünümün arkasında yatan ve henüz pek konuşulmayan “saatli bombaları” detaylı bir şekilde ortaya koydu. Doğu, 53 yıllık Türk otomotiv devinin kritik bir dönüm noktasında bulunduğunu ve çoğu kişinin tehlikelerin farkında olmadığını vurguluyor.
TEHLİKE 1: "PARANIN ÇOĞU DIŞARI GİDECEK" - KATMA DEĞER TUZAĞI
Hakan Doğu’nun en çok vurgu yaptığı nokta, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte Türkiye’nin üretimden elde ettiği gelirlerin azalabileceği. İşte, bu acı gerçekler:
- Sorun Ne? Modern elektrikli araçların maliyetinin %50 ila %65'ini üç ana unsur oluşturuyor: Batarya, Elektrik Motoru ve Yazılım.
- Biz Nereye Geldik? Doğu, Türkiye'nin bu üç alanda yeterli bir rekabet gücüne sahip olmadığını belirtiyor. Batarya üretiminde Çin, Kore ve Japonya'dan büyük oranda dışa bağımlıyız; motor ve yazılımda da benzer bir durum söz konusu.
- Sonuç? Yani, Türkiye’de üretilen 2 milyon liralık bir elektrikli aracın 1.3 milyon lirası, doğrudan batarya, motor ve yazılım için yurtdışına çıkabilir. Geriye kalan montaj ve diğer parçalarla birlikte yerlilik oranımız, en iyi ihtimalle %35-50 seviyelerine çekilebilir. Bu, mevcut içten yanmalı motorlara göre "gerçek" yerlilik oranından bile daha düşük bir değer olabilir. Kısaca, daha fazla araç üretimi yapıp, bunun sonucunda daha az kar etme riski ile yüzleşiyoruz.
TEHLİKE 2: "AVRUPA KAPIYI KAPATABİLİR" - GÜMRÜK BİRLİĞİ TEHDİDİ
Türk otomotiv endüstrisi, ürettiği 1.4 milyon aracın 1 milyonunu Avrupa pazarına ihraç ederek hayata tutunuyor. Ancak Hakan Doğu, bu güvenilir temelimizin de risk altında olduğunu ifade ediyor.
Avrupa'nın Hedefi: Avrupa Birliği, elektrikli araç üretimini kendi sınırları içinde yoğunlaştırmayı hedefliyor.
Türkiye'ye Yönelik Tehlike: AB, Türkiye'nin Çinli markalar (BYD, Chery, MG vb.) için Avrupa’ya bir “arka kapı” olmasını istemiyor. Doğu, AB’nin bu arzuyu engellemek için "Gümrük Birliği'ni sona erdirme" tehdidini masa üstünde tuttuğunu söylüyor. Bu durum, Türkiye’nin milyarlarca dolarlık ihracat potansiyelinin bir anda yanması anlamına gelebilir.
TEHLİKE 3: "SIKIŞIP KALDIK" - STRATEJİSİZLİK VE ÇARESİZLİK
Bu iki büyük tehdit karşısında Türkiye ne tür adımlar atabilir? Hakan Doğu’nun değerlendirmesi, bu noktada daha karamsar bir görünüm sergiliyor.
Çıkmaz Sokak: Doğu’ya göre, Türkiye’nin ne AB’nin korumacı yaklaşımlarına ne de Çin’in gelişmiş teknolojisine karşı etkin bir karşı hamlesi bulunmuyor.
Tek Çare İç Pazar mı? Tek alternatif, iç pazarın genişletilmesi. Ancak yüksek vergiler ve halkın alım gücündeki düşüklük, bu stratejiyi hayata geçirmeyi zor hale getiriyor. Özetle, sektör büyük bir çıkmaz içerisinde kalmış durumdadır.
53 YILLIK DEV TARİHİ YOL AYRIMINDA
Hakan Doğu, "Ne yazık ki sektörün büyük bölümü henüz bu gerçeği kavrayamamıştır" diyerek önemli bir uyarı yapıyor. Elektrikli araç devrimi fırsat gibi görünse de, gerekli adımlar atılmazsa, 200 binden fazla kişiye istihdam sunan ve yıllık 37 milyar dolar ihracat gerçekleştiren 53 yıllık Türk otomotiv sanayisi için bu, çöküşün habercisi olabilir.